31 Mart 2008 Pazartesi

Saygıdır Her Kelamın Başı

Ne alemi vardı bu kadar boyun egmenin. Lakin olucaksa olur , kacmanın lüzümü yok.Hani derler ya kaya gibi duruyorum ulan hah işte aynı bu tarz bi tutum icersindeyim an itibariyle. Fiziksel seleksiyon sonucu ufalanmış bi harap düşmüş olabiliriz ama hala ayaktayız . . fıs fos fıs fıs!

Kafam sikildi , kafamla ilişkiye girildi , kafamla kulağım kaynaştı , kafamı oraya buraya soktular... Heyt yeter ulen! Clap your hands and listen to me! check check it out , fıcı fıcı , efes fıcı keyfi. nese

Meşreblerim ,sorarım size insan evladı neden ipnesel oluşumlar icerisinde , neden barış ve tahakkuk yok? Bütün bunları gectim , insan olmanın en büyük lutuflarından saygı yok. Hayda diceksin , hoop bilader diceksin , de anam de bacım ,durmak yok yola devam diyip proveke edicem milleti. Saygı aşılıcam ulan , öğreticem , vız vız vız eğreti gelin!. İşe saygı çeşitlerini öğretererek giriyorum , ahtım olsun kapıcaksınız meseleyi.. Efenim başlıca saygı cesitleri söyledir ;

Emeğe Saygı:
Tonight , tonight! Oh baby dorvandi ! Amcoglu Vivaldi! Simdi bu Vivaldi 4 mevsimi yorumlamış mı kemanıyla sazıyla darbukasıyla? Yapmış , yapıştırmış. Bu adam aslında bize saygıyı öğretmiş , siz bilmessiniz ben bilirim. Saygım var Vivaldiye , Bacha , Aşık Veysele , İnsanlara! Lakin Emeğe Saygıda kusur etmem.

Anaya Bacıya Saygı:
Anne herşeydir , bacı anne yarısıdır. Bunların toplamı bir bucuk anne ceker. Bu tahlilde ;
"x" : herşey ise
Sen kendin : x
Ana + Bacı: 1 bucuk x
Yani Ana+Bacı>Sen kendin
Sonuç olarak ; ana bacı hertürlü üstündür , üstün olan seyde saygıyı hakeder. Ellerim patlayıncaya kadar alkışlarım.

Ülküye Ülküdaşa Saygı:
Gerek vatan , gerekse orta asya orjini olsun bunlar bizim alnımızın yazısıdır. Dünya varsın küreselleşsin , hatta küreleşe küreleşe gey olsun bü ülkü sönmez bitmez. Ülküye ve ülküyü namusu sayanlara saygım sonsuzdur!
Kımıza da ayrı bi saygım vardır.

Kul Hakkı Yemeye , Ah Canım Benim Diyip Arkadan Vurmayana Saygı:
Kalifiye gereğidir ki böle adamlara saygı duyulmalı. Güvenin verdiği bir hezeyanlada bu saygı artmalı pekiştirilmeli. Simdi ben böle bi insanım deyip olayı carptırmak istemiyorum. Sana bana saygı , herkese saygı!

Diğer Saygı Türleri:
*2 Bira icip sızmayana
*Geri vitesi olmayana
*Nuh diyip gemisi nerde demeyene
*Eşreflerle muhabbeti kaynatmayana
*Küçük sözu dinleyip , suyu ilk büyüklere verene
*Her akşam karısının ayaklarını yıkayan karılara
*Pokeri para hesabı değilde kibrit çöpü hesabı oynayana
*Müzik arsivini gözünü kırpmadan paylaşana
*Karıya kıza laf attıktan sonra kaçmayana
*Dayılara , Amcalara , Teyzeler ,Halalara ,Dedelere ,Ninelere
*Ona buna , ihtiyacı olana
*İnsana ulan insana!!

ehem , ühüm.
iddia ediyorum bana saygı duyan 1 milyonuncu kişiyi facebookta bulucam.
kem küm.
herşeyden öte bizler ayan beyan insanlarız. Bunun gereğidir ki saygı duymalı , duydurtmalı.
Saygı saygı! Her işin başı saygı!

Sizleri saygıyla selamlıyorum

29 Mart 2008 Cumartesi

'kaz Truth is a Lion Who Name is Truth

rengin tınısını görsek belki daha densiz olabilirdik.
derdik ki
bu adam resital yapmaktan kacan bir deve.
derdiniz ki
sovenist olsada yigiddir aslandır.
dediler ki
sen benim herseyimsin ama bir -gözüm- iki -çeşme-!
diyecegim ki
dönülmez akşamın içindeyim!

demeyin!
...evet o aslında deve!

bir iki tilki pipi!
vardınsa vuslatın tabagına , cek el firenin dur allahın askına!
kocaman bir eşşek geldi , cok yük binmeden gitti.
...iyi kaçardı eşşek!

vay bana vahlar sana , bir elim vardı -6. parmak sonradan entegre. . .-

6. Havari şöyle buyurdu:
Eğer bir laf ediceksen , emir verme. Emir vericeksen zat belleme. Zat belliceksen dön bi bak arkana!

Benim CanlıBomba

İyot bi anektot geçmek istiyorum hayata


Çerçevesi bilmem kaç milyarıncı insan bunu yazan üstüne bide oynayan? Ben ben..

Gerçek icinde bulunduğun durumum azizliği değil azizesidir! St. Lucas' HandBook


Arabam olsa , peşine bi grip ceksem.
Bu dağların ardında bi film adam var. Hissediyorum , cok kokuyor bazen.
Materyal materyal materyal --- Ev!
Kurtadam olmak sandımca hoş bi durum , bu ateşe düşmeden anladım.
Allah seni İSAL etsin!
İslah olmak istiyorsan , misil en iyi yöntem!
İçinde bi bok yoksa , derdinde yoksa , sen yoksan , orda kesin ben varımdır.
How long , how many , how much , road wolf love?


Bazen o kadar derinki

Flora Sen Aslında Florsun!

Son olayların azizlimidir yoksa icimdeki meryem ananın katıksız gercegimidir bilinmez , cok üzülüyorum. O kadar ki korkuyorum ağlamaktan , sonrada kendimi torbacının kollarına atmaktan. Yapay seyler ne kadar yardım eder , ne kadar tatlı sarılır ve okşar ruhumu bilmiyorum ama istiyorum. Kör kütük bağlıyım... Çizilen bir yol ve sonunda bi kazanın icinde kaynayan bir ciger görmektense , bi nefes temiz tamemen naturel bir o2! Başımı döndürse , beni alıp köyümün dağlarına cıkarsa ve sonra evet sonra cımbızla tuttugu sacımdan beni bi gusel sallasa... Kendime gelebilir miyim?
Gelsem. Biraz kaçamak , bi gülüş. Bi beyazlık iniyor gözlerime.
Ayan beyan ayılsam...
Ayılmaya kalmayıp bir tokat yesem suratıma.
Bida bayılsam , tekrar bayılsam...
Zevkten bayılmak nasıl birşeydir acaba?. Bilen biliyor zaten sonrasında kendini atıyor köyümün dağlarından sarp ucurumlardan. Nedir bu sırrın önemi? Nedir bu -hayatın önemi-?
F*ck!!
Konsepte aykırı yazılarıma , kendime , icime , icinde bulunduğun ortamın lutfuna! Sarılın ulan bana!
İtfaye hortumundan gül püskürttüler üstüme , kaçamadım zaten kaçmak istemedim. Durağanlaştım...Piyonum fazlasından cok icmişti!

17 Mart 2008 Pazartesi

above , walkin man!

Yürüyen adam. Ama durmaz ama yürür Yanlızdır ama bir sevdiceği vardır. Adı Kar tanesidir. Her kışın görüşürler , kimsenin görmediği bir yerde buluşur ve saatlerce sevişirler. Herşey bittikten sonra yere yatar kar tanesi , taneleri. Dokunmak ister heryerine! Yürür yürür ve yürür! Ve birgün sevgilide ortadan kaybolur , akar gider mazgallardan! Yanlızlığı hisseder su alan ayakkabıları! Mutlak yanlızlık sadece bulunduğu yerdedir. Yürür kar tanesine doru , yürür güneyden kuzeye! Sensörleri vardır , romatizma. Yaklaştının mujdesini verir yürüyen adama sanki daha hızlı yürümesi gerektini söyler gibi.Yürüyen adam,
Yürür...
Yürür...
Kar tanesine
Yürür...
Ve bir kar tanesi gelir konar dilinin ucuna!
Durur!
Uzanır!
Üstüne düşün her kar tanesine bir armağan bırakır. Milyonlarca ereksiyon!
Ayağı kalkar ve yürücek gücü yoktur.
Birden irkilir ve bir güç!
Kar tanelerinin üstüne basarak yukarıya kar tanelerinin geldiği yere yürür yürüyen adam!
Bulutların üstünde yürümek...


Bir fırtta ben istiyorum! Bir yudum! Bir kapak!

Blog Blok Bok

Bok gibi başlanan bir güne bok gibi bir yazıyla itaf etmek gerek. Hakkıda budur zaten 2 dirhem bi kaşık. Bir bok var icimde benden ziyade demek sonrada Soyut bokun peşinden koşmak istemekteyim , görmek değilde bir an olsun nefes almak için yaptığımı sölemek istiyorum eh tabi birazda zaman geçsin haliyle. Ne yazdımı ne yazıcamı bildiğim halde silip silip baştan döktürüyorum. İlginç geldi , farklı bi tat hatta dokunuş kattı. Bok gibi bi güne farklı bi dokunuş... Hadi sende!Aslen Tuşeli bi bok , bang bang kill the dog! Özetle;
...Belki birileri anlayabilir yağlanmış saclarından ve ya görebilir içindeki bokları x-ray ışınları yardımıyla. Bu adamlar ya kadın doğumcudur ya da canında cok sevdiğin hayvanındır. Netekim hayvanlar sezer , kadın doğumcular bi aletle içinde kaç tane bok oldunu görür. (Hayvan gibi kaliteli bi kadın doğumcuya denk gelirsen evlen onunla)Velhasıl şu anki hissiyatlarımda cok yoğun , cok baskın ve cok katı. Acaba sıcsam kac fersah gelir? 3^ okka? "Yok abi yemez , yuh sende, 3 ne ki huh sende, ben isalim okka hesabı olmaz , senede bir" ne kadar göreceli nasıl bir gel git. Bilinçsizleştiğim an bu andır derim bu yüzden taaa en derinden. Biri gelsin ki bu kadın doğumcu olsun sezeryanla icimdeki bokları alsın , ah ne hoş ah ne boş. Evet boş bir karın boş bir ruh. Tamamen boklardan arınmış , Heidi veyahut Polyanna tabınana indirgenmiş bir yaşam. Bu cok sevdiğimiz cocukluk kahramanlarımızda(Heidi , Pollyanna ve binimum kalemleri) sindirim ve boşaltım sistemine sahip değillerdir sandımca. Çünkü yaşadıkları bütün trajedileri sindirebilmeleri olası değildir hele hele tüm bunlar olurken içlerinde büyümeyen bi bok olmaması hiç ama hiç olası değildir. İşte tüm bu hususları göz onune aldığımızda bokun hangi minimaller üzerine kurulduğunu görebilir miyiz bilinmez ama bildiğim birşey var ;
"İçimdeki bok , bırakma beni tok"! !! !! !! ! ''^^''
Başka bir döngü başka bir evren başka bir boşaltım sisteminde görüşmek üzre hayatımın içleri.

13 Mart 2008 Perşembe

Hayvani Pozitif Dokunuş ve Dokun Bana

Günümüzde basit seylerden heyecan verici seyler cıkarmak mümkün. Ole ki ihtiyaç duyulan hazzı almak icin aheste ve unique seylere ihtiyaç yok. Netekim alıyorsun basit birseyi kendini katıyorsun sonra noluyor fena bişey oluyor , acayip bişe oluyor , bunlarda şarkı sözlerini hatırlatıyor. Nese sonuc olarak o bildin sen bizzat kendin oluyor. Bi dokunuş yetiyor , alıp başını gidiyor lakin istemek, hissetmek lazım. Mesela Kurbağa Prens. Adam basit bi icon bildin kurbağa , öle zıp zıp yeşil cirkin bişe, peki bi Prenses olsa bunu bi kere şakkadanak öpse bu nolur? Gider sifatı kalır aslı hesabı olur prens! Basitten soyuta geçiyor ve bunu sadece bi öpücük beceriyor. Bu örnekten yola cıkarak hayatın kaymağını kendimiz oluşturup kendimiz yemeliyiz , ki bölesi güçlere sahip olan bizler neden hala bunu verimli şekilde kullanamıyoruz? Kanaatimce insanlar bencil , insanlar göt , insanlar ipne. Hala bi umutları var kendilerini basit bir dokunuşla değiştirebiliceklerine. İllallah be kendini nası öpiceksin muhterem! Kısır döngünün ilk basamağında fire veren bu mevzu insanlık tarihinin en kolpa ve en gross sorunudur görüldüğü üzre. Sözüm ona gelsin çözsün , gelsin paylaşalım , gelsin öpiyim!. Velev ki hatta memelev ki bu sorun liberal bir sorun teşkil etti , kaç yazar bunun üstüne bide cıkarmadan kaç atar abimiz , reisimiz? İşte bu ideoloji de kısır döngünün 2. basamağını oluşturduğundan bu ülkünün gerçekleşmesinin daha da zorlaştını gösterir bizlere. Bu minimal doğrultusanda yani basitlik+dokunuş=gerçek tadında sizlere bir kaç örnek vermek istemekteyim. Örnekle ;

Pushing Daises abi , Chuck var orda , adam dokundunu diriltiyo , istersede öldürüyo tabi 2. husus bizimle alakalı değil. Sonuç olarak adam hayat katıyor , yaşatıyor , sevindiriyor!

Mortal Combat vardı eskilerden orda Sonya(f) ile Subzero(m) var idi. Filmin sonlarına doru bunlar düşmanlarla dövüşüyor sonra düşmanlar bunları bi güsel pataklıyor , yere düşüyolar bunlar yan yana nese sonra Sonya öpuyor Subzeroyu ve BoooM!! Bütün düşmanları öldürüyolar o güçle. Buyur!

Pokemondan hepimiz aşikarız , Ash ile Pikacu!Olay da şöle; Pikacuyu Kaya Pokemonun karşısına salan geri zekalı Ash , Pikacunun ebezini belletiyor karşıdakine sonra Haliyle Pikacu bi harap düşüyor yere Ash koşuyor bi kere kafasını ökşuyor "Hadi aslanım , yürü be , parçalarsın o kim ki ulan" lafları ile bunu destekliyor. Sonra Pikacu hoooop kalkıyor flm sonrası zaten malum pokemonu öldürdüğü yetmiyor bide anasıyla ilişkiye giriyor. Töbe de!!

Binimum Kelebek öpücüklere buna daildir. Adam çileden çıkıyor , bu hususta düz duvara tırmanacak konuma geliyor. Böle bi enerji yok!

Bölesi şeyleri aslında Türk filmlerinde cok fazla görmüş vaziyetteyiz. Hiç unutulur mu yakışıklı bir gençin arabayla kör bir kadına carptıktan sonra kızın gözlerinin açılması ve sonra o gençle evlenmesi , neyse kısa kesiyorum temizlik vakti. Küçük dokunuşlar arkadaşlar , unutmayın küçük ama etkili dokunuşlar. Hissedin ve bu yazıyı okuduktan sonra sevgilinizi bi kere öpün!
İşte sihir budur!

"Dokun bana , dokun bana dokunmassan bana depresyon patlar bana
Dokun bana , dokun bana dokunursan şayet bana akarım karışırım kanına
Dokun bana , dokun bana hakkıyla dokunursan bana kul köle olurum yoluna
Dokun bana , eh artık dokunsana bana sana yazdım su şarkımı artık beni anla" şarkısıylada size veda etmek boynumun borçudur gönul dostları. Alayınızı çok sevmekteyim!