25 Nisan 2009 Cumartesi

Toynak Pisliği


Derdim büyük.
Nasıl anlatsam hani şu tırnakların arasında pislikler olur ya kara kara , istemiyorum artık. Yetti. İsyankar gecelerden artakalan bu kara kalıntıları istemiyorum nacizane tırnaklarımda. O kadar naif bir duruşum var ki façamı bozuyor bu kara şeyler. Oturup düşünmeye itiyor sonra sonra ansızın lambaları patlatıyor üstüne üstük kalemi elime alınca denyodenyo suratıma bakıyor bu gudubet şeyler. Sıyrılmaya çalışıyorum yaralarımdan. Tırnaklarımı sökmek hatta bazen bütün parmaklarımı kesip kurtulmak istiyorum bu zehirden. Olmuyor. Gene varlar gene ordalar. Her sabah kalkıp aynaya baktığımda yanlış nerde diye sormaktan bıktım usandım. Biliyorum evet biliyorum yanlış nerede. Yanlış bende. Kendimce geliştirdiğim tezin bütün okları beni gösteriyor. Farkettim ki gece icilen içki miktarına bağlı olarak bu oluşumlar artıyor. Bildiğin doğru orantılılar , öyle körü körüne bağlılar birbirlierine. -Alköl vs. Toynak Pisliği Teoremi (bkn :Grp 1.2)- Hani zaten kaçamam bu gerçeklerden , kacılacak gibi değiller cünki karalar böyle simsiyahlar. Üstelik bir değil 10 taneler.

Utanmasalar ayak parmaklarımıda istila edicekler ki gecen böyle bi oluşuma şahit oldum. Farkettim ki bu pisliklerin bir yararı var ayak parmaklarıma. Şöyle ki ; yanlızlıktan olsa gerek öyle ayaklarıma takıldım , bi güzel araştırdım tırnaklarımı falan. Farkettim ki Mezazoik devirden pislikler katılaşıp tırnağa karışmış. Güç katmış her bir tırnağa , can katmış yorulmadan. Ayak toynağı pisliği kraldır.

Gel gelelim ki nacizane ellerde durum pek bi dramatik. Faça bozan el toynağı pisliği! Bunlara karşı yapılabilicek yegane şey "0.5 Rotring Kalem Taaruzu"dur. Savaş silahımdır pisliklere karşı , affetmem sökerim tırnaklarımdan tomar tomar. Öyle bir zevktir ki lif lif tırnağın kenarına ittiğim siyah irrezil pislikleri görmek. Sonra ya üflerim ya elimle iyice sıkıp öldürürüm ya da yerim onları! Zaferimi pekiştiririm , mutluluktan deli divane olurum. Ben böyleyim abi. Sevmediğim şeyi yerim! Ziyankar değil bilakis pek bi muhterem insanımdır. Sindiririm için-için denyosal oluşumları. Herneyse cizdim ben kafayı iyice bugünlerde. Kesiyorum.
Kestim ,
Tırnaklarımı lan sadece.




15 Nisan 2009 Çarşamba

deeply in love with Aleminyum Folyo

Elimdeki aleminyum folyoya bakıyorum. Yakıştırıyorum kendime. Sakallarımı gümüş rengine boyayıp ona sevgimi nakış nakış işlemek istiyorum boş tual misali folyonunun üzerine. Ceyizimi alaminyum folyo üzerine inşa ediceğim zaten. El işi , zanaatkar bakışlı ve başıboş bi düzen icerisinde. Sakızların etrafını sararlardı kucuk folyolarla o vakit başlamıştı benim sevgim bu haylaza. Atmaya kıyamaz cebimin orasına burasına sıkıştırırdım. Fakat annemin gazabından kaçamazlardı. Her fırsatta avuç avuç folyoyu bana gösterek "Olum sen deli misin? Niye biriktiriyorsun bunları" derdi. Ah ah hiç bir zaman gerçeklerden bahsedemedim anneme. Oysaki folyo ile aşk yaşıyordum amansız zamanın vuslatında. Zaten sonra sonra cok başka işlere yaradığını anladım folyonun. Oysaki bensizliğimin etkisinde boş bir tual olmaktan coook daha öte bişeymiş haylaz folyo. Kaçamadım ki öpücüklerinden , kaçamadım icime nefes nefes işleyen dokunuşlarından. Her dokunuştan sonra gelen ansız öksürüklerde cabası. Seviyorum abi. Farklı bi sevgi benimkisi. Böyle hışır hışır edişi varya her elime aldığımda. Ölürüm ulan. Hele ona her baktığımda kendimi görmem yok mu , Amanın öliceğim aşkımdan! Skye hanımefendi de pek bi güzel söylemiş 80lerin efsanevi aşk şarkılarından "Call me" parçasını. "Colour me baby your colour , baby" diyerek girişi tam aşkıma işaret sanki. Gün gelecek ben de gümüş rengli tanda ağırıp tel tel dökilicem haylaz folyomun üzerine. Gümüş entarini giy bekle beni seni gidi seni folyo seni.

Hissediyorum , büyük adam olucam ben. Öyle destanlara ninni olucam falan. Haylaz folyom ile kaplanların gözünden ışıyacağız hayata. Silikon tabancasıyla folyonunun üzerine aştığım kabartmaları doldurucağım. Her anını dillendireceğim tabancam ile. Yaparım biliyorum.
Cünkü hissediyorum.
Seviyorum.
Dağıtırım.
Cımbızla alnından kıl cekerim.
Benim bugüne bugün pürüzsüz bir folyom var.