29 Aralık 2010 Çarşamba

Aşkı Bulma Rehberi

Kampanya! Bum Bum! Hayatın size sunmuş olduğu bu muhteşem fırsatı kaçırmayın , 1 adet aşk alana yanında manita bedava!Herhangi bir arızada yenisiyle değiştirmek ücretsiz!Bu fırsatı kaçıranın kafasında soya fasulyesi peydahlansın! Bu kampanya stoklarımızla sınırlı olup , Ocak ayının 32. gününe kadar geçerlidir.

Evvela herkesin arsız bir şekilde aşk aramasına takılmış durumdayım. Nasıl bir husustur ki insanlar bıkmadan usanmadan aşkın peşinde koşar nasıl çabalar nasıl perişan olur. Evvela aşkı aramanın kuralları nedir , bir metodu var mıdır bunuda bilmemekteyim. Zaten kafamın ırzına geçen asıl hususta budur. "Ben aşk arıyorum abi" söylenmesi kolay bir mesele eyvallah lakin bunun getirileri bir o kadar çaba gerektiren extra komplike bir husus ki savaşmak ve sevişmemek(Bakoya sevgiler) gerekiyor. Ne ise durum ağır , durum karışık , durum delidivane. Misal oturduğu yerde aşkı arayan bireyin hayatına bakın aşkı bulmak için hiçbir bok yapmıyordur. Lakin sözde aşkı her daim aradığından kendisine "Ne oldu senin aşk işleri ha?" sorusu sorulduğunda "Çok çabalıyorum abi ama olmuyor :S" cevabını alırsınız. Hatta aşkı aradıkça dahada bi yanlızlığa kapılıp dahada bi depresyonun diplerine inip bi sigara içiyim kafasına giriyordur. Gittikçe bir saplantı haline gelen bu aşk arayışı , karanlık şarkıların ve mum ışığının hüküm sürdüğü bir hayat perspektifinin insanın ruhuna nakışnakış işlenmesi üzerine evine tıkanıp kalmış bireyler doğması pek normal bir husustur. Oysaki hunharca aşk aranmış aranmış ama sonuç olarak evde kalmış mutsuz bireyin tohumlarını çoktan çatlamış ve dallanıp budaklanmıştır. (bunlar saç baş , bacak , koltuk altı ve genital bölge kılları ile reel hayatta kendini gösterir) Evvela bu durum ne yaman bir çelişkidir ne içinden çıkılmaz bir durumdur orası hala muammadır. Bu tiplere Melankolik Aşk Arayan Denyo denmeside bu meseleden ötürüdür. Muhtemel aşkı bulma süresi : En az 1 yıl olup diğer ucu açıktır.

Lakin aşkı harbiden arayan bireylerde mevcuttur. Evvela ne istediğini bilen bir kafada önüne çıkan her türlü fırsatı (karıyı/erkeği) hüpletircesine flörtöz bir yapıda olması her zaman görülmeye değer bir husustur. Özellikle sırf aşk umuduyla belki çok kalifiyesiz belki çok bedbah bireylerle bile ağır ağır flört edip aslında olunması gereken durumdan çok çok uzaklara yelken açmak pek komik bir unsurdur. "Abi bu sefer ağırdan alıyorum sanırım elini 2 haftaya tutarım" kafası çok modern bir davranış olup , o el tutuldukdan sonrada bu ağır silsileden anında uzaklaşılıp hemencikcik sevişme moduna girilmesi çok çok extreme bir modernizm örneğidir. Fakat kanımca bu davranışın sonucunda ortaya bir aşkın doğması çok düşük bir istatistiktir. Aşkı , Aşk Pide Salonundan lahmacun ısmarlamak gibi bir durum söz konusudur. Beklersin beklersin önce mezeler gelir ufak bir balon ekmek gelir , salata gelir , ayranın gelir ama lahmacun gelmek bilmez. Zaten o yolda çoktan önündeki mezeler ve balon ekmek ile bi çıtır doymussundur ayran ise midede yüzen bir deryadır. Kalkıp gitsende birşey kaçırmassın kafası geçerlidir. Kısacası aşk ısmarlamak büyük bir ahmaklıktır lakin bunun farkına lahmacunlar fırından çıkmadan mekandan uzaklaşma isteğinin ağır derecede körüklenmesi ile hissedersin. Çoğu zamanda gitmek ve kalmak arasında bir yerlerde gezinildiğinden ya boktan bir ilişkinin içine dalarsın ya da kaçarak erdemli bir davranışta bulunursun. Bu tarz arada kalmış insanlar , aşk yolunda en çok rastlanan bireyler olup benim en çok güldüğüm olayların öznesi kişilerdir. Keza Aşk Pide Salonunda kalmayı tercih eden bireylerin hali gün geçtikçe daha bi ağlak daha bi sıkıntılı daha bi karambol hal alır. Pide Salonunun sahibi "Eros" masanın fazladan işgal edildiğini düşündüğünden pispis bireyi keser olay hesap ödemeye geldiğinde ise extradan masa işgal parasınıda bir güzel yapıştırıverir. Sonuç olarak bu tarz aşkın peşine düşmüş bireylere Desperate Pastane Çocuğu denmesi pek normaldir. Muhtelem aşkı bulma süresi : 6 ay ile 1 sene arasında değişir.

Bir de daldan dala konan aslında aşkı hiçbir zaman aramadığını deklere etsede , kalbinin bir tarafında sürekli aşkı düşünen bireyler vardır. Bunlar genelde one night stand kafasında yaşayan insanlardır. Bu tarz bir hayatı benimsemeleri kendi beyanları ile eskiden yaşanan bir ağır bir aşkın sonrası düşülen durum olarak tanımlanır. Yılda 5-6 kez aşkı göstere göstere aramaya koyulan bu bireyler daha ilk günden sevişme eğilimi gösterdiklerinden bırak aşkı karşı tarafa herhangi bir sevgi bile hissetmeden aşk defterini kapatırlar. "Sevişince sevemiyorum abi" ise aşk arayışında en sık kullandıkları cümledir. Bu bireylere ise Uçan Penis denir. Muhtemel aşkı bulma süresi : En iyimser 5 yıl diğer ucu açık

Sonuç olarak , aşkı çeşit kuramsal yaklaşımlar ile aramak büyük bir aptallık örneğidir. Ha bu şekilde başarılı olan bireylerin sayısıda fazladır ki ona diyecek bir durum yoktur. Lakin aşkın aslı insanı gündelik hayatının bir yerinden yakalar. Bakarsın çalışma ortamında bakarsın kantinde bakarsın otobüste bakarsın tuvalet sırasında.. Aşk heryerde lan yeterki onu gerçekten isteyin ve özümseyin. "Niyet ettim Allah rızası için aşık olmaya uydum nazır olan Erosa" ile başlayan her gün aşık olmak için en muhtemel gündür. Allah yolunuzu açık etsin hafızlar. HIZLANIN!

14 Aralık 2010 Salı

İş İşleri ve Getirdiği Ekstrem Meseleler

Hop-hop iş işlerine adım atmamdan mütevellit pek bi yorgun pek bi içi ufak-ufak kafein dokunuşlarıyla gıdıklanan bir kafada sizlere sesleniyorum. Evvela boş-boş geçen keyfekeder günlerimi nasıl minnoş-minnoş doldururum kafasında önüme kadar gelen hatta bi çıtır baskı ile mecburen iş işine zıplamam gerektiği mesajı üzerine iş işine girmiş bulunmaktayım. Eh malumunuz yıllar yılı dünyanın en üşengeç insanı ödüllerini kimseye kaptırmayan ben , nasıl olurda iş işine adapte olur düşüncesi içersine düşmeme rağmen içimde bir yerlerde bezelye tanesi kadar mevcudiyeti bulunan enerjiyi dışarıya pek-pek vererek bu iş işinin üstesinden geldiğimi söylerebilirim. Ha daha iki gün oldu ha gerisi nasıl olur bilemem lakin benim gibi kaşar adamın laikiyle yapabiliceği bir iş işine girdiğimden mütevellit kafamda bi çıtır rahat. Geleceğe evvelayatından pek bi pozitif baktığımda aşikar. Düz ve net cümleler sonrası daha pek taze-taze olduğum işte başımdan geçen birkaç ilginç durumu anektodlar halinde paylaşmak isterim.

Evvela bilinir ki ilginç olayları üzerime çekmekte üzerime yoktur. Girdiğim iş işininde pazarlama husus üzerine olduğundan mütevellit zilyon tane bireyle burun-buruna gelip cins-cins muhabbetler içerisine girmem de müktedirdir. Daha ilk günden kendini gösteren bu husus , İzmirin daha önce hiç bulunmadığım hatta adını bile duymadığım Pınarbaşı-Işıkkent civarlarında gerçekleşen hususlardan ilki sadece kamyon ve kamyoncuların bulunduğu territoryde yanımda 35-40 yaşlarında bir Cougar ile araba kafasında fallik-fallik gezmemiz sonucu zaten üzerimizdeki bakışların ne denli sıkıntılı olduğu aşikardır. Evvela hiç sınır tanımadan önümüze gelen her türlü lojistik firmasına girip "Merhaba biz Navicellden geliyoruz. Alman firması cart-curt. Araç takip sistemi taktırmayı düşünür müsünüz?" introsundan sonra pozitif respond aldığımız yerlerde cay kahve (ki her daim Oralet) ikramı üzerine 1238912312 adet tüketilen meşrubatlar sonrası genelde doğu orjinli kamyoncu bireyler ile teknolojik meseleler konuşmak bir yere dursun aralarından ekürim Cougar'a sulanan Erzincanlı bireyin bizlere "Cağ Kebabı" ısmarlaması zaten beni benden almış bulunmakta idi. Pek aktif pek haraketli geçen ilk günün son demlerine doğru hayatımda görmediğim kadar erkeğin bir arada bulunup bir adet bile bayanın bulunmadığı bir sokaklar silsilesi olan siteye yanımda bir bayanla girdiğimde hayatımın en komik anlarından birini yaşıyacağımı bilemez idim. 19238719831 tane erkeğin haraket halindeyken durup aynı anda bize bakması ve konumlarını 1-2 sn bozmamaları görülmeye değer durumlardan biriydi. Hayat durmuştu ve bütün ilgi bizim üzerimizdeydi "ahahudhqwoduqw" bunları yazarken bile gülüyorum. Kendimi KRAL gibi hissettiğim tek dakika olucak sanırım keza manita bendeydi hani! ıyk! Zaten sonrasında da nazar değmesi tadında bir olay yaşamam normal karşılanmalı ki siteden çıkar çıkmaz otopark girişlerindeki indirmeli kaldırmalı mesele kafamın tepesine giyotin kıvamında bir güzel düştü. Az kalsın araya gidiyordum ki neyseki altında plastik bi mesele varmış ki kafamdan sekerek bütün enerjiyi bünyesinde topladı. Sonrası zaten gün bitti.

İkinci gün ; illegal muhabbetlere daldığım ve hayatımın seyirini değiştiren hususlardan biri yaşandı. Kamyonlarına araç takip sistemi taktığımız bir işletmeye tahsilat için gitmişken ki köpek bağlasan yaşamaz bir mekanda Mustafa Beyi bekleme anında kendisinin abisi olan adını hatırlamadığım ama bende çok büyük izler bırakan birey olan abisi ile eşrefli bir muhabbete daldım. İşletmenin kapısında sürekli bir kamyon trafiği olması ve gizli kapaklı bir yerden sürekli benzin pompalanması ilgimi çekmişken içinde bulunduğumuz odaya sürekli akan kamyoncu trafiği ve milyarlar sonrası işin kaçak mazot olduğu ortaya çıktı. Zaten direk pür dikkat kesilip durumu 2007 model Ford kamyonun Denizli-İzmir istikametinde yol alırken başka bir kamyonu sağdan soldan catır-cutur sollaması üzerine ağır spesifik kamyon muhabbetinden kaçak petrol muhabbetine getirmemde çok sürmedi. Fakat bahsi geçen bu Ford kamyonun kalitesini muhabbete kapıdan müdahil olan bireyin betimlemesi aynen şöyle idi "Hani karı ile evlenirsin , ilk başlarda çok yüklenmessin sonra karı seni baş taçı eder ya , işte kamyonlarda ona benzer ilk başlarda çok basmıyacaksın yavaş yavaş basacaksın ki sonradan hızlansın" BOOM brainfuckerz! Ne ise kaçak petrol işine girersek , bu durumun kaçakcılık bürosu tarafından kontrol edildiğine ve hiçbir yaptırımı olmadığını falan öğrendim. Hatta adamlar günün sabahında 8232 yere eş zamanlı baskın yapmış ve bulunduğumuz şirketin deposundaki bütün mazotu almışlar. Adama "Ee abi senin ne işin var burda içerde falan olman gerekmiyor muydu?" sorusuna adamın "Yok yahu giden sadece mazot oluyor , bize dava açıyorlar ki benim 7 tane davam var her biri 2-3 milyar para cezasına mutakıp ediyor.Ama ben çok beyfendi adamım ondan kazanıyorum. Adamlar baskın yaptığında yemek yediriyorum , sigaralarını alıyorum sonra merkeze gidiyoruz sonra onlar beni orda içirip yediriyor geri geliyorum. İnan o kadar çok mazot satıyorum ki İzmirdeki bütün petrol ofislerinin toplamından daha çok mazot gidiyor benden. Ayda 1 milyon litre mazotum var temiz." cevabı benim ciddi ciddi kaçak mazot işine girmem için büyük bir motivasyon sağladı. Adamların sattığı mazot ise piyasa fiyatının yarısı! Mekanda yarım saat kadar bulunduk ve adamın yaptığı satış en az 10 milyarçıktı. Kafayı yiyecek gibi olduğum dakikalardan biriidi. Yedim zaten kafayı , bu işe gireceğim abi ben! Bitti!

Bu iki gün başımdan hususlardan sadece 2 tanesi. Yazmaya üşeniyorum esselam. Lakin 2 günde başımdan bunlar geçiyorsa bu işin devamı nerelere gider bilememekteyim. Bakiciğiz. Evvela kaçtım tosunlar. Birazcık AKARSU ile ŞELALE sesi arası bir sesle uykuya dalıcığim. Mucx!