20 Mart 2012 Salı

Saçmalıyorum ama Zebrayım.

Pazar okucuyucusuna seslenme gibi bir durum söz konusu olabilir. Bloga zaman ayıramama kederi üzerime çökmüşken , hayattaki meselelerin totalinin karşısında bir çıkar yolu ararken iki kafa boşaltmakta fayda var diye düşünüyorum.

Hayatımdaki kesitlerden bir kuble bahsetmem gerekirse ; bir adet laptop ki insanı yokluğunda depresyonlardan depresyonlara sürükleyen olgudur ki kısa süre içerisinde çözümlenmesi için dua etmekten başka bir seçeneğim yoktur. Gerekli mercilere buradan da seslenmiyor değilim. Bacağı , abandisti ve akabinde karın boşluğu alınmış bir karınca gibiyim. Allahtan organ nakli dileniyorum.

Eski hayat ve yenice alıştığım düzenli hayat arasında ekstrem farklar olduğu aşikar ki arasından gidilme gibi bir durumda asla söz konusu olmuyor , olamıyor. Tabi olan bana oluyor , kafam almıyor , kafam doluyor ve boşalıyor sonucunda tıkanıyorum. Get used to it diyemedim ama az kaldı diyeceğim.

Okulda çok garip şeyler oluyor ama nedense hiç bir yerinden tutup irdelemediğim uzaktan bakıp kafa salladığım ve son düzlüğe çıkmış insanların paniğini görürerek görece eğlendiğim şeyler bunlar. Hala anlamış değilim , onun için de garipliği buradan geliyor. Çözeceğim olmadı kafama dank edicek ama olucak.

Politikacı gibi hatta Kılıçdaroğlu gibi konuştuğu farkettim. Tvde gördüklerimden çok etkileniyorum , o kadar ki ona buna gereksiz rajonlarım hatta sohbetlerde şovanist bi tutum sergiliyorum , asıyorum , kesiyorum ve elime bir adet silah almak istiyorum. Varsın olsun , manipule olmaya meğilli bir insanım ama unutulmasın ki manipulasyonun da allahını bilirim. Yakınımdaki insan evlatlarıyla yakında silahlanıp grupsal bi şovanizm kafasına girebiliriz ama ilk hedefimiz Trt binası olur , o ayrı. Sistemin yarattığı zıpçıkların , sisteme savaşı adlı destan yazacağız. Tasarladık , olucak.

Gıygıy konuşup duruyorum , biliyorum. Zaten kendime seslendiğim ve hayatımla ilgili saçma sapan laf salatası yaptığım zaman bir okunurluk kazanamıyacağım. O zaman şöyle yapalım , magazinden bahsedelim. Kenan ile Beren'nin ilişkisi nedir hala anlamadım. Kendilerini çok yakından tanıdığım için isimleriyle ithaf ediyorum ki birbirilerine yakıştıramadım. Hani gelip bi sual etseler , bi destur isteseler o zaman işler değişirdi. Desturum olmadan başlayan bütün ilişkilere kafa atarım. Vakti gelicek ki yataklarına zebra kafası kesip atıcağım , metaforik bi kafa atma şeklim ile ilişkiye gereken tadı katıcağım. Zebra sipariş ettim , yapıcam.

Geçenlerde kafa , göz , bacak , kol vb. naklinde durup durduk yerde inanılmaz gelişmeler meydana geldi. Antalya da birbirine rakip iki hastanenin motivasyonları sonrasında yüz nakline karşılık vermek adına bir insan evladı aynı anda 2 kol ve 2 bacak takmışlar. Şimdi buradan çirkin olacağıma kolum bacağım olmasın gibi bir sonuç çıkardım , durdum. Zaten ben bunları düşünürken kol ve bacak nakli yapılan hasta takdir edersiniz ki vefat etmiş. Eh a.q bir insana aynı anda bu kadar fazla uzuv takarsanız , o insanın kalbi tabi dayanmaz. Ameliyatı kim tasarladıysa , hiç mi sormamış sağındakine solundakine ya da kimsemi uyarmamış aklım almadı. Rekabet diye adamı bok yoluna attınız , vah halimize.

İsyankar sonların adamı değilim. Pozitiften pozitive koşan bir insan evladıyım. Hatta pasifizm derecesinde barışçıl ve hayvanları seven ve hatta destekleyen bir insan evladıyım. Ayrıca hayvan evladıyım ve en çok zebralara yakın hissediyorum. Yakınlığın altında kova burcu olmamın etkisi olduğu düşünüyorum , oyunu kuralına göre oynayıp arada iyi kaynıyorum. Olsun , zebraların avlanması yasak. Ayrıca evcilleştirilemeyen , özgür , değişik bir hayvan evladı. Bana Hindi değil , Zebra Sedat densin artık. Diyeceklerim bu kadardır.