21 Şubat 2011 Pazartesi

Yazarsan rahatlarsın dediler. Yazdım.

Yazarsam , rahatlarım kafasında kendimi buralara atmış bulunmaktayım. Ha bu aralar bu "Oflu Hoca" olayına nedense çok güler oldum. İçim parçalanıyor , daralıyorum ama gülüyorum. Çocukluğumda kaset versiyonu vardı bu denyonun. Hatta hiç unutmam , amcamın arabasında olduğunu düşündüğüm bir araçın içerisinde Oflu Hoca dinleyip kehkeh gülen büyüklerin neye nasıl niçin güldüklerini düşündüğüm dakikaların en yoğun olduğu bi dilimde amcamın giden arabanın kapısını açıp , extra gülmekten olucak ki yosun tutmuş çiğerlerin isyanı bazında öksürme krizi sonrası balgamı asfalta yapıştırmıştı. Eh şimdi şimdi bu mesele ile bütünleşince Oflu Hoca bi anlam kazandı , bi duygusal kalıplara sokuldu , bi bulandı.

http://www.eglendir.com/animasyonlar/ofluessek.html : Oflu hoca bütün isyanı ile karşımızda. Tabi lugatta Laz Hoca olarakta geçmesi müktedir. Keza kendisi hardcore Laz. "Arkada araba var mi?" banane lan!

Sonra bu Radiohead işi nasıl olucak , anlamış değilim. Biraz beklese idik , biraz daha dolsa idi gönüllere bu aşk. Keza 2012de Türkiyeyi ziyaret etme kararlarını daha pek taze duymuş iken , şimdi de yeni albüm ile sarsılmış durumdayım. Her ne kadar , Radioheadden ziyade Thom Baba ön plana çıkmış olsada , bu uk garage ve avantgarde tavırlar beni çıldırmış durumda. Hele o "Bloom" kesinlikle mindblowing. VURGUN LAN! "Lotus Flower" ve "Feral"da diğer ağır toplar. Evvela zorla indie cenahına girdiği bir iki parçaya pek fifilendim , adlarını bile anmak istemiyorum. Gene köpeğin olduk a.q

Ha "Archer" adlı adult çizgi film kafasındaki bir diğer dizi de beni bu aralar meşgül eden bir diğer husus. James Bond'un ultra yavşak ve hazır cevap halini , umarsız tavırların tavan yaptığı bir karakterin içinde bulunduğu bir paralı gizli servis departmanı anlatılmakta. Özellikle metin ve diyaloglar şahane ve çok eğlenceli. Ağır çerez , saldırın.

Bundan sonra rajondaki adım , HİNDİ SEDATTIR. Bu meseleyi daha ayrıntılı bi şekilde ele almak istemiyorum. Bunun hem fiziksel hem de tripsel hiçbir benzerliği olmasada üzerime bir diğer Düzceli kardeşim Laz Sedat ile isim benzerliğinin ortamdaki alter-ego durumlarına parmak basması sonucu üzerime lafta olarak kaldığını belirtmem lazım. Keza bu rajonum , rajon bireyleri tarafından pozitif bi respond ile karşılandı ki rajondan şaşmıyacağım. "Rajonum Allahtan , tespiğim Bağdattan." Çok fazla aforizmik yaşamakta sakınca görmüyorum , içindeyim.

Doğum günümde nasıl olduğunu bilmediğimiz bir şekilde enerji içeceğine bulanmış şekilde bulduğum telefonumun kabir işlemlerini bitirdikten sonra evcek takviye edildiğim dünyanın zaten en küçük kapaklı telefonu olduğunu düşündüğüm dünyanın en küçük telefonunu kullanmakta çok ağır sıkıntılar çekiyorum. Benim gibi koca adamın o koca elleri ile o menüde gezmek kadar büyük bir azap yok. Çıldırıyorum hatta daralıyorum. Ha birde , abi sorunu kes ; mesaj geldiğinde oluşan reaksiyonlar sadece ya melodi ya titreşim olarak sınırlı. Neden hem titreşim hem de melodi yok arkadaş! Bu ne lan?!. Sırf bu yüzden son 1 haftadır hemen hemen bütün mesajları zamanında yanıtlayamıyorum. Bunu da bilin ki sasfataya gerek kalmasın.

Düzceli diğer Sedat kardeşimle diyaloğumuz tabi ki çoğrafi karakter durumları ile hangi ırktan olduğunun önem taşıdığı bi durumda , etnik olarak 1/4'üm Abaza , 3/4'üm Laz olduğu düşünüldüğünde çok ağır yerlere saptı. Kendisi ilk olarak Abaza dilinde bana "SIPZİO?" dedi ki karşılığım çok ani oldu. "YOĞZİ". Lakin asıl şaşırdığım nokta kendisinin bana seslendiği ilk kalıbın , benim Abaza diline istinaden bildiğim tek şey olan "Nasılsın? - İyiyim."e karşılık olması beni pek şaşırtmıştı. Kendisine de bunu söyledim , birlikte şaşırdık. Neyse sanırım bir sonraki gün gene bi sataşma havasında kendisi bana bu sefer Lazca dilinden "KUTU" diye seslenerek ve benim de tekrardan hızlı bi şekilde "Tabi tabi hatta DİBİ diye de birşey vardı lan sanırım" karşılık vermem beni tekrar büyük bir şokun içine sokmuş bulundu. Laz Sedat gene yapacağını yapıp , benim tekrardan Lazca diline istinaden bildiğim iki kelimeyi bana ifşa etmişti. Ama bu durumda yaşadığım kültürel erezyonun yanında asıl yaralı olan unsur bu lafı geçen iki adet Lazca kelimenin anatomik olarak "Vajina ve Penis" e denk düşmesi oldu. Şimdi sorarım size ; bir Düzceli olarak neden Abazaca'da bu kadar basit bir diyalogun kullanımını bilirken Lazcada çok hardcore küfürleri lugatıma katmış olmam normal bir olay mıdır? Densiz ve hoyrat yanımı nereden aldığımı buradan anlamış olmakta bi yerde büyük bir wisdom. Artık daha mutlu ve daha saldırganım!

Bu aralar durum bu. Bu durumda akılda kalanlar bunlar. Çok yazmak istiyorum ama hep üşeniyorum. Çok şey olup bitiyor ama akılda nedense bu derece saçma tripler kalıyor. Hızlanmaya devam.

Hiç yorum yok: