4 Mayıs 2011 Çarşamba

Dünya Keder Haftası


Bilmem ne sebeptendir , astral bi husus mudur biyolojik bir sıkıntı mıdır dönemsel midir kalıtsal mıdır Mayıs ayının ilk haftasında ağır derecede hissedilen kederi , bir yere uyduralım yapalım edelim kafasında bu minnoş haftayı Dünya Keder Haftası ilan edelim dedik. Çokta yakıştı ha , sanki yıllar yılı oraya aitmiş gibi reaksiyon gösterip adını hak edici esaslı mevzular ile her bireyin akıl kapısını çaldı ve içeri bol bol keder ile giredurdu.Misafirimiz oldu , özümüzü sunduk fakat ağır kederlendik. İnsan demeden geçemiyor : "Eyvallah kedercim! Çok kederli bir giriş oldu ama bilmiyorsun ki bizler özünde kederli insanlarız. Kedere olan bağışıklığımız sağolsun fazla kederi bir şekilde sağa sola yıkarak pozitif durum süzgeçinden geçirip bol bol gülüyoruz eğleniyoruz. Bu sana saygısızlık ediyormuşuz gibi görünmesin bilakis seni baş taçı ediyoruz. Cansın sen can."

Kanımca , her insanın kanında kafasında benliğinde ruhundaki keder oranına alt kota koymak lazım. Kedersiz olmaz , kedersiz yaşanmaz. Bu kederli anların hakkını vermessek -pozitif hayatsal dönemlerin tadını nasıl çıkarırız ha- diyerek manidar bir isyanda da bulunurum. Ama -Karma- denen bokun burdaki işlevi de çok önemli be abi. Ne biliyim ettiğini buluyorsun falan bi yerde. Ha ama aman yanlış anlaşılmasın bu hafta kimse uzun dönem önce ettiğini bulmayacak.Biline ki ; Bu hafta salt kederin haftası bu hafta kederlerin kederi haftası.

Bu keder hepimizin kederi , bu keder herkesin birbirine yansıttığı ve paylaştığı keder. Benim kederim aslında birçokların kederi , kederlerin ortak cilvesi. Gelin kederlerimizi tokuşturalım , ilk kabuğu çatlayanı direk boyozla mideye indirelim. Bu hafta aşure dağıtılacağına keder dağıtalım ve birbirlerimizin kederlerini tatlı niyetine yiyelim. Kah yumurta olarak çıksın karşısıza kah aşure ama kederi bol olsun malzemeden kaçılmasın. Önemli bi sosyolojik dava olsun kederimiz , bu hafta devlet sadece kederleri çözmeye endeklesin kendini. Her gün saat 9 da Atatürkün büstüne kara kara çelenkler bırakılsın , "Atatürk de çok kederli adamdı , her gece kederden içerdi be" densin fütursuzca. Ağlansın buram buram ama keder aksın gitsin gözlerden karışsın mazgallara. Liriksel ve çığırtkan olsun , herkes kederini bas bas bağırsın sokaklarda. İnlesin sokaklar fakat dilenciler bile kederden gülsün , göz yaşları mutluluktan aksın durmasın yüreğin ve benliğin yatağında. Bırakılmasın herkesin kulağında , yürek bulsun benliklerde.İçilsin sonra sürekli , tokuşturulsun bardaklar, duyalım sürekli tamburun sesini. Kederimiz neşemiz olsun , gülelim kaderin sillesine tane tane . Bardaklar boşaldıkça , kederler de boşalsın rahatlasın be bünye.

İşte bu hafta böyle bir hafta işte , ağır ve kederli ama neşeli ama keyifli. Dünya Keder Haftanızı en içten dileklerime kutlar. Hepinizi daha şimdiden çok iyi anladığımı söyler ve akebinde kafamı yaşamaya dönerim.
Hızlanın

Hiç yorum yok: