6 Mayıs 2013 Pazartesi

Katma Değerli İnsanın Yalnızlığı

İlk olarak katma değer katan insanların yapısından bahsetmemiz gerekiyor. Birey olarak bilgiye açlıkla doğru orantılı olan ve dünya üzerinde olan biten bir çok şeyin farkındalığı arayan bir motivasyon anlatmak istediğim. 5n1k'yı biraz elastikleştirirsek ve kişisel olarak farkılaştırırsak hususa daha sağlıklı yaklaşırız. Keep and Searching falan filan bile diyebiliriz.- her ne sikimse , info vericek ciddiyet sahibi bir insan değilim , her ne sikimse. -

Yaşadığım toplum içerisinde bahsettiğim motivasyonda yaşayan insan sayısı orantısal olarak oldukca ezilmiş vaziyette. Bilinçli ve aç insan görmek oldukca zor. Hal böyle olunca normalden anormale doğru bir bakış açısı altında kalmak kaçınılmaz bir gerçek oluyor. Kendime bakıyorum ; herşeye açım. Özellikle müziğe , filmlere , kitaplara ve binimum sanatsal olaylara oldukca fazla açım. Aslında entellektüellik ile anlatılabilir fakat entellektüel söylemini oldum olası ağır ve ulaşılması zor bir mertebe olarak gördüğümden -dantellektüel- olarak taglenebilirim. Sonuç olarak belli bir ağırlığa ve doyuma ulaşmış ama hala daha bitmemiş bitememiş bilgiler deryasının içerisinde kaybolmuş vaziyetteyim.

Diğer taraftan , yapılan bütün dantel çalışmalarından sonra ilginçtir ki toplumun büyük kısmı tarafından anlaşılamama gibi bir problem ile mücadele ediyorum. O kadar ki , anlaşılamama bazen dışlanmaya ve dalga geçilmeye varılacak kadar saygısız seviyelere kadar ulaşabiliyor. Tarafımca tabi ki anlaşılabilicek durumlar çünkü bakış açım fersah fersah ileri seviyelere ulaşmış ve toplumun daha yürümeyi bırak görmediği yollarda mesafe kaydetmişim. Bilginin katmış olduğu olgunluk ile yoğrulmuşum falan da filan da. Asıl tav olduğum mevzu şudur ; anlaşılmadığım insanlar ile işimin olması beklenemez fakat beni anlayabilicek olan insanları aramaktan çok sıkıldım. Bu insanlar neredeler , hangi gezegendeler? Marsta hayat var mı ya da sütsüz ayran olur mu?

İnsanlar neden bir batağa saplanmışlar , neden arayış içerisinde değiller?
Nerelere gidem söyle ah cemilem cemilem.

Biraz daha kişileştirmek istiyorum konuyu. Şöyle ki ; iflah olmaz bir insan tanıma açlığı içerisinde olan bir bireyim. Sürekli farklı insanlar , farklı hayatlar ve farklı motivasyonlar tanımaktan büyük hazalıyorum. Bunun karşılığında herkes ile anlaşabilicek yetilerle donatılmış vaziyetteyim. İyi , hoş , güzel. Fakat biline ki herkese kendisi gibi davranıyorum. Diğer türlü anlaşmamız pek olası değil kukuletalarım. Şimdi diğer problematik devreye giriyor ; bana da biri benim gibi davransa hoş olmaz mı?
Oha lan , ne kadar yalnız olduğumu farkettim. Yazdığım yazıdan çok tatlı tırstım. Sanırım bana ben gibi davranabilicek tek birey benim. ahahaha. yazının ve kurgunun gücü , booom.

Sonuç olarak ; insan olmanın altın kurallarından biri bilgiye sürekli aç olmaktır. Aç olmayan insanlara saygı duymayı öğrendim ama sevmeyi daha öğrenemedim. Sanırım gün geçtikte aptallaşan bir toplumun içerisinde yaşıyoruz. Politik konulara girmem gerektiğini hissettiğim şu dakika sizlere bir film önermek istiyorum. İzleyin ve toplum olarak nereye gittiğimizi biraz daha hisli hissedin.

gözünüzden girip beyninizi erittim ve gittim.

film : http://www.imdb.com/title/tt0387808/?ref_=sr_1


Hiç yorum yok: