10 Nisan 2008 Perşembe

iki Limon ve bir tanrıça!

leyleklerin salyangozla seviştiği bir adada yaşıyorum. bazen sembollere takılsam da , bi sıcaklık beni bu uykudan uyandırıyor , sonrası bembeyaz bir martı oluveriyorum . her kanat cırpısımdaki yansıma sanki onun adını cagrıştırıyor. belki kabalıktan kaçmak icin ucmamayı yegleyip , rüzgarın sesinde adını duymaya calısıyorum. Kanatlarımdan akıp giden her hava kabarcıgının bana verdiği haz annemin rahminden cıkarken attığın gülücük kadar saf ve hayat dolu. Belki sonunu bilmediğim veya önceden tasarlanmış bir hayatın gölgesinde 2 limonuz. Sarının parlaklığı her görenin gözünü alıyor ve kokusu cok uzaklardan hissedilebiliyor. Gündoğumun zerafeti hersabah sol tarafıma baktığımda benim icin bir kez daha ışıldırıyor. Belki semboller belki de limonun ta kendisi... Bilinenden uzak olmaya calısılmadığı kesin. Saflık ve bilgelik sarmış odanın heryerini. Kırmızını bile irili ufaklı hologramlar oluşturduğu odada saflığı kırmamak icin narin haraketlerde bulunmamız belki de kafamızdaki tabletlerde yazıyor. Hatta adına kader denileceğide her göz göze gelişte tekrar tekrar yineleniyor. Bir mühür zaten kulağıma fısıldanan her zevk ünlemi! Hırçınlık bi yerde bitiyor yerini Ademin Elmasının simetrisine bırakıyor. Elmayı tatmasak bile cok yakınımızda bir yerde olduğunu hissediyoruz her defasında.Manidarız bunun icin ve bize bunu lutfeden birilerinin olduğu bilmek bi ayrıcalık... Doğa veya semboller! Herşeyden öte 2 Limonuz biz! Özenle yetiştirilmiş 2 Limon!

Hiç yorum yok: