6 Nisan 2008 Pazar

alayına gider , gitmeden gider


such a difficult question that i should answer.
which animal?

sanki zorundalıkmış gibi. peh pes. dokunacak başka birşey yokmuş gibi ruhumdan baska.bide göbek deliğim. ezelinden beri bi gıdık alma söz konusu , hani biz bizeyken hani sen senleyken, ben yanında olduğum ama beni farketmediğin anlarda ansızın farkındalık yaratmak icin sana attığım ırkcı laflar gibi.. ehem ühüm.
yalan mı? yalansa ben ne kadar yalanım? işin icinden beni bırak başkan bile cıkamaz. hitabedir kendisi , cok kılastır kendisi (başkan)! nese ki ondan da kactık. diz dize durduk o an , göbek deliğim geldi aklına. bi dokinim bakim yerinde mi demiş olucaksın ki bi haraketle tepe taklak oldum. amuda kalkma ihtiyacı bile duydum. göz göze degilde , göz göte dururduk. farkındalık ya işte. nese ki kacmak istemedim. bi haraket bekledim kendimden ama o zaten mantalitemden bile güçsüzdü. böle bir an durdukta nefes aldık yoksa ne ben ölebilirdim , ne sen durmayı düşünürdüm.
belki durmanı sağlarım diye ölmedim zaten. ölsem olayın dramatikliğinde sen bile deve olabilirdin. yeni bi ayakkabı almanın vakti geldi belkide ya da bi midilli. binerim sırtına vururum ayakkabı bacıklarını sırtına göbek deliğine. işlevse işlev , ayakkabı bu kır toplu deriden kırbaç değil ki.
hadi kapat ışıkları.
yoksa ölmek zorunda kalıcam.
fade out...
istek mi zorunluluk mu ne ben bilirim ne de anın farkındalığı.
herşeyden öte şu yazdıklarım tam anlamıyla uçurum. o kadar ki ben bile korkuyorum düşmekten. okuyanın vay haline. biri cıkıpta "evraka" derse o an canlanıcam. yırtıcam yorganı. belkide ampulu patlatırım. sıyrılması gereken bir tshirt var zaten.


bırakmalı mum yakmayı.. biri dedi biri söyledi , dedi ki "hadi 2 kuble birşeyler söyle , söylemessen sen ipnesin ben köstek" ne kadar doru demiş , ne kadar arzulamış yaşamayı.

ne yazdımı görmeden yazıyorum


Hiç yorum yok: