18 Ocak 2009 Pazar

this is captain speaking!

Nasıl girsem bilemedim , doğum günü pastası içinden mi çıksam , kinder süpriz yumurtanın mı? Ölçek önemli burda. Sakin bir kütle , cıvık bir beden. Bi sigara daha yakiyim ki pıhtılaşsın kanım belki bir nebze katılaşır , yerküreye erişen her damla lav misali. Yaktım. İçime çekiyorum şu anda. Beklemedeyim. Bir çözebilsem ne olduğumu hemen aktarıcağım. Bir fırt daha.. Hala beklemedeyim. Zın zın...

Bağcıyım ben bağcı! Döverim!
Teknik yetersizliğin baş göstermesi üzere bu yazıya devam edemiyeceğiz.
Nacizane durumların yegane çözümünden bir fırt daha icersem , ortada ne bağcı kalıcak ne de irdelenmesi gereken bir hayat.

Hayat bağcının dövdüğü dağlı adamda gizlidir dostlarım. Döve döve ağzından kan getire getire yenilenmiştir de bu hayat. Bazıları çıkagelir cebimde bir avuç kan , sakın ha aldanmayın dostlarım bu adamlara. Hayat bizzat hasta etmiştir bu adamları hatta verem etmiştir verem, kan kusturmuştur. Ele güne karşı kan savaşı!
Benim avcum sizinkilere göre daha büyüktür dostlarım. Ben büyük bir insanım. Kütlesel anlamda ha sakın yanlış anlaşılmasın. Kütle dedikte akıllara azıcık üst tarafta değindiğim sikindirik olay geldi. Düşün ki kan pıhtılaşmış el olmuş , avuç olmuş. Ohannes demekten kendinizi alamıyorsunuz biliyorum ama açıklamak isterim ; ben Süpersonic bir insanım dostlar. Kütlesel anlamda zın zın yanlış anlamayın. Benim bir de iki elim var. "Ha naber?!" edalarıyla ukelalıkta ederim ara ara sırf bu yüzden. Aldanmayın dostlar bana. Ne olay örgüsü var bende ne de teyzelerin nineler ördüğü hayattan bir parça.

Bunu böylece bırakıyorum. Ben şimdi kanun çalmaya gidiyorum. Calıp calıp eğlenicem. Ara ara iki elimi birbirine vurucum. Şak Şak! Kendim bizzat süpersonic insanım demiştim size , hem kanun calar hem iki elimi vururum ben birbirine! Ben böyle bir insanım. Hiç olduğunu bildiği halde bir hamleyle mat ederim kendimi. Herneyse candostlarım , gelin birlik olmayalım. Haa zırt erenköy!

Hoyrat akşamların efendisiydi küçük hayat. Sonra sonra büyüdü adam oldu. Haylide büyükçeydi hani , cebinde kunduralar taşırdı ihtiyacı olana. Böyle geldi ve birden gitti arkasında peşi sıra "Dıttt!" sesiyle.

Dıt dıt dıt...


Hiç yorum yok: