27 Ocak 2009 Salı

metal sıçan şempanzeler

Kafamda gelişen semazenler var. Fır fır dönmekten ziyade kafamı sikmeye programlanmış gibiler. Program dediğin de vahii tarzı ruhani birşey. Zaten direk ruhumun ırzına geciyorlar. Hani gelse şöyle karşıma geçse , kim kimi düdüklüyor göricez. Hodrimeydan ey sikişken semazenler. Biz bisküvi çoçuğu falan değiliz hani. Döveriz olmadı ayırırız. Bizde buna programlandık. Bir karıyı seversem , ya döverim ya ayırırım. Ben karıyı bana gelmeye iterim , oda gelir. Vasıflarımın altında gün görmemiş bir Zorba yatmıyor değil. Hele bir günümü gösterseler , elime alıcam maşrapayı döve döve ağlatıcam bu semazenleri. Ritmik ve sikindirik şekilde dönmeleri cok geriyor beni. Kendilerini tek tek öldürüp kaza süsü vermek istiyor insan. Kitle kaza süslü imha silahi edinicem olmadı. Maşrapa ile akıllanmaz bunlar. Hızlı ve çevikler. Kalifiyeliler ibneler. Alayına giderim var sırf bu yüzden. Kaliteli dürtüyorlar aciz ruhumu.

Sözüm ona Kurumsallaşmamış bir insanım ben. Savunma yönüm aksıyor , eh doğal olarak sağlık kanadımda. Tamam spesifik yönlerim yok değil. Lakin yetersiz kalıyor kaşınan yaraların iyileşmesini seyredirken tiktak sendromu gücü ile vuran döngülerin tekrar tekrar yaralarımı deşmesi. Kökten gelen etnik başarılarımızın susayan hücrelere akıttığı kırmızı ruhani şarapların suyunu çekmesi karşısında çaresiz kalmasıda ayri bi tebessüm oluşturuyor bu semazenlerin suratında. Bunu görünce hallice ikiye katlanıyor garezim. Yaptığı işten zevk alan ruhani şempanze olur mu hiç? Senin işin hissetmemek , senin işin odaklandığın işi mekanik bir tohumun yeşerip metal doğurması gibi anlaşılır ve basit. Hala neden gelirsiniz üstüme? Susuyorum ve sizleri dinliyorum.



Hiç yorum yok: